Gezi günlükleri tutmaya başlayalı çok olmadı. Yaklaşık iki yıldır, yurtdışına yaptığım seyahatleri kayda geçiriyorum. İki yıl önce Havana’ya yaptığım, hayatımın en büyük yolculuk deneyimi sonrasında gezi anılarımı yazmaya başladım. Neden gezi anılarımı yazma gereği duyduğuma gelince, onun ayrı bir öyküsü var ve belki başka bir sefere anlatırım.
Aslında ilk yurtdışı yolculuk maceram Havana’dan 17 yıl öncesine, 1991 Ağustos’unda yaptığım Roma seyahatine uzanıyor. Uçağa binmek, yurtdışına çıkmak, hele hele Roma’da bir hafta geçirmek, o güne kadar sadece ailesiyle yurtiçinde tatil yapmış ve lise sona geçmiş bir genç için inanılmaz heyecanlıydı. Ama gençlik işte… Not tutmak, deneyimlerini kayda geçirmek gibi gaileleri olmuyor insanın o yaşlarda. Yıllar geçince anlaşılıyor kayıt tutmanın önemi.
Geçtiğim sokakların, yediğim yemeklerin, tanıştığım insanların isimleri aklımda pek kalmadı, Roma tatilinin tüm detaylarını hatırlayamıyorum ama neyse ki fotoğraflar var. Diyorum ki, o günlerden kalan bazı fotoğraflarla 20 yıl öncesinin Roma’sında, hafızamda yer eden anılara doğru ufak bir geziye çıkalım.
Not: Yazıdaki fotoğraflar ağabeyim ve benim tarafımızdan çekilmiştir, ama hangi fotoğrafı kim çekti hatırlamıyorum. Ama fotoğraflar çekilirken beraberdik. Ayrıca fotoğrafların dijital ortama geçirilmesinde katkısı olan fotoğrafçı arkadaşlarım Ayhan Savaşan ve Tan Kurttekin’e teşekkür ederim.